24.5.13

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karsındakinin anlayabildiği kadardır


Bu yasıma kadar hiç kendimi en yakınımdan acımasızca dinlememistim.Ben hep açık ve net konusur içimde ne varsa biriktirmeden ifade ederim.Ne kadar anlatmaya çalıssamda anlasılmamak insana çok koyuyor.Çünkü baska ifade etme seklin yok ki neyin mücadelesini veresin.Bu durumda hıncımı birseyden cıkarma isteği doğuyor..Bütün gün neden anlasılamıyorum diye düsünüp kendime bok atıyorum..Doğru olan ne peki: sessiz kalmakmı yoksa olayın üstüne gitmek mi kararda veremiyorum.Hayata öfkeleniyorum  cok acımasız olduğu için.Binlerce acı mideme oturmus ve her an birsey olacakmıs ve bu sıkıntı midemde patlayacakmıs gibi.
En yakınındaki en uzağa gidiyor böyle olunca..Devam etmesi gereken neleri yarıda bırakıyoruz oysaki.

..Bir balığı anlamak için elimize alıp inceleriz orasını burasını keserek biçerek anlamaya çalısırız.Aslında anlamak için balığı denize atmalıyız ve onunla suya dalıp suyun derinliklerinde biraz kalıp onu öyle anlamaya çalısmalıyız.Bu bile onu anlamaya yetmesede en azından mümkün olan en iyi anlayısa sahip olduğunuzu gösterir.sonuç olarak anlamak için neye ulasacağınızı iyi bilmeniz gerekir.yoksa hiçbir anlam ifade etmez..diye bir yazı okumustum.Tam su anıma denk düsen bir yazı.

En büyük yanlısım da olmadık seylere fazla anlam yüklemeye çalısmam.Hayat insanın karsısına neler çıkarıyor oysaki.Yasadığımız olaylar hep birer halka halinde zincire dönüsüyor.Zaman zaman halkalar kırılsada önemli olan o halkaları ne kadar saglam yasadığmızdır bence.

.....

Hiç yorum yok: