28.5.10

Evdeki büyük parti pijama partisinden ibaret oldu


Tatil izni bitince annemler orda kaldı ben ve yengem birlikte döndük.Dönerken aslında 22 saati otobüsle gitmeyi gözümüz kesmedi.Oyüzden uçak bileti baktık.Ama fiyatlar çok kazıktı ve kalkış varış saatleri bize uymadı.Tek çare otobüs kalıyo, hiç keyfimiz yok tabi.En azından tv ve internet hizmeti sunan otobüs firması olsun dedik.Öylede yaptık ama bu tam gelişmiş olanından değildi ( hani koltuk aralarında baya bı mesafe olanlardan) Bildiğiniz otobüstü tek özelliği tv ve internet olması.
İnterneti hiç kullanmadık.Çünkü lap topu dizimin üstüne koysam sığamayacaktık koltuğa sıkışıp kalacaktık o derece yani.Bidaha otobüsle gitmeye töbe ettim.
Neyse biz yolda gelirken hayaller kuruyoruz şimdi, pijama partileri yapıcaz, sabaha kadar içicez, gezcez tozcaz.Kafamıza göre takılıcaz, odamda rahat rahat sigara içebilicem, eve birilerini atıcam falan:)
Ama 2 hafta oldu ne parti verdik ne içtik.Tek keyfim odamda sigara içebilmem oldu bide kızlarla içmeden sabahladık pijamalarla.Çok özledik bizimkileri, Nisan burnumda tütüyo.Telefonda konuşurken utanmasam ağlıycam.Kurban olurum ben ona ya hayatıma ne kadar çok renk katıyormuş, mutluluk saçıyormuş meğersem.Sabırsızlıkla bekliyorum gelmesini.

Bu hafta sonu sınavım var, yine Aydına gidicem bugün.Ama sınav giriş belgem yok.Postacının anlattığına göre; biz evde yokken postacı gelmiş, evde olmadığımızdan belgeyi komşumuza bırakmış.komşuda 'yok vermedi' diyo.2 arada kaldım şimdi hanginize inanıcam ben?bu postane ve postacılardan çektiğim yeter artık..olan bana oldu.Bugün gidip giriş belgemide aydından alıcam.sırf bunun için erken çıkmam gerekıyor, hemde bu sıcakta..

Ama annemler yokken baya sorumluluk biniyomuş insana, paranoyak oluyo insan.Atatürk'ün bi sözü var "Mesulıyet yükü, her şeyden, ölümden de ağırdır." diye.Neredeyse bu derece oldum.Acaba tüpü kapattım mı,kapıları kitledim mi, çeşmeler kapalı mı, pencereyi açıkmı unuttum falan filan diye yaptığım şeyi defalarca kontrol ettiğim oldu.Meğer bizimkiler varken kafam ne kadar rahatmış ev konusunda.Okadar titiz davranmama rağmen başımdan acayip bi mesele geçti.Geldiğimizden beri evde fırsat bulup temizlik yapamadığım için geçen pazar sabah kalkıp ortalığı toparladım.Akşama kadar sular kesikti belediyenin halt yemesinden.Ptesi sabah kalktım hala su yok.Tabi pazar gününden actığım çeşmeleri kapatmak aklıma gelmedi hiç.Ben işe gittikten sonra sular gelmiş.İşten dönene kadar sular akmış hemde şarıl şarıl.Allahtan evi su basmamış.Ona şükrettim önce, sonra gelecek su faturasını hesaplamaya başladım.saatte bir havuz nekadar su alır, kaç ton olur, fatura ne kadar gelir ...aslında bu kadar problem yapmamın nedeni bizimkilere nasıl açıklama yapacağımın hesabından kaynaklandı.bisürü tantana yani.ama haberlerı olmadan fatura geldi, neyseki korkulacak bişey olmadı.

Yani bu sorumluluk çok fena bişey.Herkese karşı sorumluluklarımız oluyo.Annem için odamı toplamalıyım, babam için akşam eve erken dönmeliyim, sınavlar için iyi çalışmalıyım, patronum içinde eşşek gibi çalışmalıyım, sevgilime sık sık ilgi göstermeliyim, arkadaşımın önemli günlerinde yanında olmalıyım, hayat için para kazanmalıyım, devlet için vergi ödemeliyim, toplum için iyi insan olmalıyım....
doğduğumdan beri yılyıl üstüme bindirilen bukadar sorumluluğu yapmak zorundayım.Çoğuda başkaları için.Ama kimse bana bunları isteyip istemediğimi sormaz.