6.8.13

I took my prozac today

Yess of course.Artık bende ruhsal ve psikolojik anlamda beynimde oluşturduğum olumsuz her sorunun bir ilaca bağlı kalarak onun sayesinde çözeceğim kanısındayım ve uzun bir yola başkoydum.Kendi kendime ''Olmuyor..kendim başedemiyorum kendimle, başkaları nasıl idare etsin!'' dedim.Gittiğim doktorum direk bana sülalede zihinsel, bedensel, sonradan hasta olan varmı diye sordu.Sonra bu sinirin kendi kişiliğim mi yoksa sonradan edindiğim bir davranışmı onu çözdük.Bu benim kişiliğim tabiki.Çünkü ailenin genlerinde var.Anneme çekmişim kesin.Durum böyle olunca bu halimi kimse kişiliğim diyip beni alttan almaz dedim.Bana ilaç verdi sağolsun.1 aydır kullanıyorum.Sinir harbi yaşatacak olaylara karşı sakin daha ılımlı oldum.Ama beklentim daha yüksekti açıkçası.İnsan psikolojisi işte; sanki direk ruhsal bi rahatlama, tüm sorunlara pollyanna gibi yaklaşan herşeye eyvallah çeken bir kafaya sahip olacakmış gibi hissediyor insan.

Evlilik öncesi iyi oldu.Şafak sayıyorum yine.Ama bu defa heyecanlı bir bekleyiş içerisindeyim.. sabırsızlık var.Kendimize ait bir ev...bizim seçtiğimiz mobilyalar, bizim tercih ettiğimiz beyaz eşyalar, tabaklar, perdeler..hepsi heyecan verici kesinlikle.Sonrasında özgür bir hayat.anne baba bıdı bıdısı yok, nerde kaldın diyecek kimse yok, sürekli bi yönlendirme hali, her an tetikte olma durumuda yok..Tüm kaçamakları yaptığım, onun için eve geç kaldığım, fırça yediğim adamın yanında olacağım için bana göre hava hoş.Bu yazıyı okuyan evli ve tecrübeli arkadaşlar eminim 'wah wah' diye söyleniyorlardır.Bırakında tatlı tatlı  hayallerimde boğulayım..şimdilik..Hem sonrasındada mutlu olucaz, farklı bir çift olucaz.Çünkü bizde tecrübeliyiz, liseli aşıklar gibi gözümüzde kör değil.Bakıcaz ve görücez.


....iç ses......
burdan evli ve mutsuz tüm hanımlara duam olsun mor çatı kurucam inşallah.Tabi ben o girişimde bulununcaya kadar kendinize iyi bakın..yalnız değilsiniz bunuda unutmayın...

24.5.13

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karsındakinin anlayabildiği kadardır


Bu yasıma kadar hiç kendimi en yakınımdan acımasızca dinlememistim.Ben hep açık ve net konusur içimde ne varsa biriktirmeden ifade ederim.Ne kadar anlatmaya çalıssamda anlasılmamak insana çok koyuyor.Çünkü baska ifade etme seklin yok ki neyin mücadelesini veresin.Bu durumda hıncımı birseyden cıkarma isteği doğuyor..Bütün gün neden anlasılamıyorum diye düsünüp kendime bok atıyorum..Doğru olan ne peki: sessiz kalmakmı yoksa olayın üstüne gitmek mi kararda veremiyorum.Hayata öfkeleniyorum  cok acımasız olduğu için.Binlerce acı mideme oturmus ve her an birsey olacakmıs ve bu sıkıntı midemde patlayacakmıs gibi.
En yakınındaki en uzağa gidiyor böyle olunca..Devam etmesi gereken neleri yarıda bırakıyoruz oysaki.

..Bir balığı anlamak için elimize alıp inceleriz orasını burasını keserek biçerek anlamaya çalısırız.Aslında anlamak için balığı denize atmalıyız ve onunla suya dalıp suyun derinliklerinde biraz kalıp onu öyle anlamaya çalısmalıyız.Bu bile onu anlamaya yetmesede en azından mümkün olan en iyi anlayısa sahip olduğunuzu gösterir.sonuç olarak anlamak için neye ulasacağınızı iyi bilmeniz gerekir.yoksa hiçbir anlam ifade etmez..diye bir yazı okumustum.Tam su anıma denk düsen bir yazı.

En büyük yanlısım da olmadık seylere fazla anlam yüklemeye çalısmam.Hayat insanın karsısına neler çıkarıyor oysaki.Yasadığımız olaylar hep birer halka halinde zincire dönüsüyor.Zaman zaman halkalar kırılsada önemli olan o halkaları ne kadar saglam yasadığmızdır bence.

.....

27.4.13

En doğru zaman ''canım istediği zaman''


 
Doğru zaman, doğru yer, doğru insan diye bir şey yoktur sanırım.Hayata gelişimizden hesap edersek, insanoğlunun anne rahmine düştüğü an bile doğru zaman mıdır. yoksa değil midir diye tartısılır. Anne baba için doğruysa benim için doğru olmayabilir.Mesela yer olarak Maldivlerde doğsam fenamı olurdu.Yada bir 5 sene sonra doğsaydım..Doğa anaya karsı gelinmez elbette..ama keşke herşey biraz böyle masalsı olsaydı.

Bu hafta sonu sevdiğim bir arkadaşıma evini yerleştirmede yardım ettim.Ne kadarda zor bir işmiş ev taşımak. Kendimede biraz tecrübe oldu şu konularda: mesela bir evde olmazsa olmaz dediğimiz şeyler, gereksiz olan eşyalar, alınmaması gereken ıvır zıvırlar..Artık yavaş yavaş alışmam lazım.Aksi bir durum olmazsa düğün tarihini eylül ilk haftası olarak belirledik.Simdiden heyecan dorukta.Ankaraya gelin gidiyorum.Büyük şehir güzeldir her zaman ama ben buradaki sakin hayat ve güzel havadan sonra orada uzun bir süre sıkıntı yaşıycam galiba.

Hazırlık aşaması en zor bölüm, hele birde nişanlıdan uzak olunca dahada zor bir durum.Gelinlik, davetiye, nikah şekeri, düğün yeri, eşyalarımız, evimiz derken bir ton iş-güç ve bir sürü karar vermem gereken konu beni bekliyor.Ben hep sade ve şık şeyleri severim umarım herşey böyle olur.şimdiden stres yapmaktan tırnaklarımı yemeye basladım malesef.
Gelinlik konusunda henüz karar veremedim satın mı alsam kiralasam mı diye.Düğünden sonra bluz niyetine giyemeyeceğime göre ve evde boş boş yer kaplayacağına göre büyük bir ihtimalle satın almıycam.
Bu hazırlık telaşında anladım ki insanlar, insanların mutlu anlarını fırsat bilerek çok iyi para kazanıyorlar.
Evlilik, doğum günü, nikah, yıldönümü, sevgililer günü gibi özel ve en mutlu günlerimizde neden herşey pahalı olmak zorunda.Yapmama yada almama gibi bir lüksün olmadığından sömür sömürebildiğin kadar..Mesela bir gelinlik kirası bile kendi fiyatı kadar olabiliyormuş.Bakalım daha neler bekliyor beni..

kendime not:Doğru zaman yada doğru yerde olsam nasıl anlıycam acaba!sanki yesil ısık yanacak sağ altta.
Yok öyle birsey...

4.4.13

Gizemli Lilith


Anlatılanlara göre Tanrı Adem'i yaratırken (daha havva ortada yokken) Lilith'i de aynı anda ve aynı esitlikte yaratmış.Bu esitliği kabul edemeyen Adem, her türlü kendisinin Lilith'den üstün olduğunu savunup durunca Lilith dayanamayıp terk eder Adem'i.En çok yazılan ve konuşulan cinsel anlamdaki meseledir.Ki o da Adem'in hep üstte olmak için diretmesidir.Fakat feminist Lilith de her konuda olduğu gibi bu konuda da üstünlük sağlamaya çalışan Adem'e karsı çıkar.Adem yalnızlığıyla basbasa kalır ve kaybedince anlar Lilith'in kıymetini ancak is isten gecmistir.Artık Lilith lanetlenmiş ve cennetten dışlanmıştır.Adem Tanrıdan yeni bir es diler, Lilith gibi dik baslı olmayan, kuzu misali her dediğine karsı çıkmayacak itaatkar bir es.Ve sonra Tanrı Havva'yı yarattı.


Yalnız Lilith gitmeden ne beddualar etmiş: Ademin çocuğu olmasın, soyu çoğalmasın diye.İste Lilith'e şeytan denilmeside burdan geliyor aslında.Sonra Tanrı Lilith'e melekler yollar ve bedduasını geri çekmesini ister.Biraz zorda olsa ikna ederler Lilith'i.Gözünden bir parça alıp meleklere verir ve derki bunu doğacak bebelerin yanına koyuverin benim ahım tası kırar bebelerde yasar demiştir.


Ve böylece tarihte ilk kadın, ilk feminist, ilk disi şeytan olarak yer etmistir.
.Bir sürü hos olmayan şeyler yazılıp çizilse de onunla ilgili bence çok gururlu bir kadınmış.O zamanlar Adem'den baska erkek olmamasına rağmen kadını aykırı ve fahişe ilan etmişler.
Havva da Adem'in kaburga kemiğinden yaratılınca, ''kadın erkekten yaratılmıştır, erkek kadının isteklerini değil kadın erkeğin isteklerini yerine getirmek üzere yaratıldı.'' oldu.
İste ozaman Havva'nın yaratılısı kadının yüzlerce yıldır toplumdaki konumunu bu zihniyette belirlemiş oldu.


Adem bu kadar diretmeseymiş illa üstte olacam diye belkide mülayim Havva'nın değilde asi Lilith'in soyundan olacaktık.
Bende bazen onun soyundan mı geliyorum acaba diye merak ediyorum.
Hatta çocum olursa adını Lilith koycam..olabilir. neden olmasın!

15.3.13

'Beterin beteri var.' diye avutun kendinizi

Ne olursa olsun aslında herseyin ilacı zaman.Asıl mesele o zamanı nasıl geçirdiğindir.Her sabah uyanınca 'bugün harika bir gün' diyemiyoruz malesef.Olumsuzluklara saplanıp kalıyoruz.
Yalnız kalıp ağlayıp sızlamak için can atıyoruz.Oysa tam tersini yapmak lazım.Sevdiğimiz, bize değer veren insanlarla zaman geçirmek ve baska seylerle oyalanmak en mantıklısı.Tecrübeliyim ama bunları yapıyormuyum diye sorsan malesef hayır diyeceğim.Marifet de orada zaten.Bunları yapan kolay sıyrılır eminim bunalımdan ama öyle bi dünya yok.Bunu idrak etmek bir anda olmuyor.Salla koyver gitsin demekte fayda var.Yalnız hep diyorum dağıtmadan, zarar vermeden olacak bu.
Beterin beteri var..kimi yanlıs insanda arar mutluluğu kimi reddedilmistir, bi baskası aldatmıstır, diğeri kaybetmistir..gibi...

Bir umut dileyerek gidiyorum..herseyde olduğu gibi.....


9.3.13

Herşey Yalan..

Herseyyy yalann herseyy yalan varmı bu dünyada kalan.Bunaldımm herseyden, bi kere de düzgün biseyler yazamadım suraya diye kızıyorum kendime.Ağlama duvarım oldu bloğum.Dilek ağacım olsaydı da her yazımda dilediğim dilekler, kurduğum hayaller bir bir gerçeklesseydi!

İnsanoğlu çok acımasızsın, bukadar gaddar olma gün olur devran döner, keser döner sap döner.Bence insanoğluna söylenen hayattaki en kral cümle budur..

Daha sevmeyi bile beceremiyoruz.Dün askından öldüğümüz insanı bugün nefretle anıyoruz.Gitgide acımasızlasıyoruz bence..sorsan herkes birilerinden nefret ediyor..birbirlerini çekemiyor.çok basitlestirdik insan kavramını.sorsan insanız iste daha ne bekliyosun öyle bi varlık der geçistiririz.Sevince yaptğımız sonsuz ihtisam nefret edince yapacaklarımızın yanında bir hiç kadar ufak kalıyor.

Biz kısaca herseyi fazla abartıyoruz.Yasıyoruz, doğanın bizim için yaratıldığını bile bile onu yok etmeye uğrasıyoruz..Seviyoruz gözümüz kör oluyor aptalca seyler yapıp sonradan ah vah tüh diye yakınıyoruz.Güzel taraflarına bakmaktan aciz bir hal alıyor kötü taraflarına odaklanıyoruz.Sonrada unutmak için baska yılana sarılıyoruz.Oysa hatırlasak, güzel zamanlarımızında olduğunu ve o güzellikleri yasatanın bi insan olduğunu..
Yok ama konduramıyoruz çünkü nefret ediyoruz artık.Biliyoruz ama söyleyemiyoruz.çünkü insanız: tahamülsüz, korkak, geçimsiz, nankör, kendi doğruları olan ve dik kafalı..
Her ne kadar yaratılıs itibariyle mükemmel varlıklar olduğumuz söylensede, arka planda ye iç yat marifetlerinden sonra düsündürüyor beni..

,,,,,,,,,,,,,,,,İnsansız biyere gitmem lazım en acilinden.ıssız bi ada tüm gerginliğimi alacak eminim.

Bende insanım iste;
Bazen göğüs kafesinde yapayalnz, bazende kafasının içinde koca bi kalabalık....................

16.12.12

Kafamda deli sorular var??

                                                                             

Acıtasyon ne varsa benim arkadasım, can yoldasım..
Simdi size bile sorsam en acı günlerinizi anlatın diye; ardı ardına iki dakikada neler neler sıralarsınız.
Hayat bumu! yoksa mutlulukları bir araya getiremeyecek kadar az mıdır yasamak.
Bunları sorgulatan o kadar çok neden var ki..Ben erkek kardesimi düsünüyorum da ne güzel yaptı gitti istediği hayatı yasadı ve suan istediği yerde..Ben kadın olduğum için fırsatlarımı ertelemek zorunda kaldım.
Simdi hala bunun ezikliğini yasıyorum.Sokulmaya çalıtığım kalıplara girmeyi reddedemedim..
Belki erkek olsam çok farklı bi hayatım olurdu.

Bazen gitmek ister ya insan....ben iste simdi gitmek istiyorum ama nereye gideyim!! sorusuna sıkıntımı giderecek bir cevap alamıyorum..Ortada hiçbirey yok ama ben hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum..delirdim galiba.boktan bi dünyada boktan bir düzende ve boktan insanların içinde kendimi mutlu olmak için zorluyorum.
En iyisi kendimden kaçmak diyorum onu bile yapamıyorum.Ve ben simdi yatmaya gidiyorum.
İçimdeki zehiri belki beynimi uyutarak atarım düsüncesiyle......


4.11.12

Yaz dan sonra...

Anladım ki bu kış mevsimi beni yazmaya yeltendiriyor.Yazın yazacak zaman bulamazken kışın doğal olarak tam tersi oluyor.
Yaz çok kötü geçti diyebilirim..işyerindeki genel problemler, sevgilinin askerde olması, kendime zaman ayıramamam, yoğun iş telaşı, boşluk, vs vs..Kış geldi iyi oldu sanki..Aslında artık hiç bir mevsimle alıp veremediğim yok.Kışın soğuk gecelerde yorgana sokulup uyumayıda severim (sabah uyanması ne kadar zor olsada) yazın sıcağında kumsalda sere serpe uzanmayıda severim..Yalnız bu mevsimde kendimi daha çok yalnız hissederim orasıda ayrı bir mevzu.

...............
7 temmuzda sabahın köründe yeni bir sınav telaşı için yengemle yola koyulduk.Annemle babam bizi aydına bıraktıktan sonra memlekete gittiler.Mecburen Nisanıda aldık.Bu sene ilk defa girdim lisans olarak.Hiç çalışmadım ama ingilizcemin matematikten coğrafyadan hatta türkçeden iyi olduğunu görünce yurtdışında yaşamaya karar verdim.Valla bak!.Hayır çalışsam nolurduki, bunu birkez daha anladım ki ülkemde biçok şeyde olduğu gibi bundada çalışarak olmuyorr.
Evden kilometrelerce uzakta girmenin manası nedir onuda anlamıyorum.Hava sıcak, kıyafetler yapışıyor üzerine, ayrıca en garip  kısmıda saçındaki tel tokayla sınava giremiyorsun.. yasak..

Bikez girdim bidahada girmem sanırım........
oks-oss-les-kpds-tus-uds-yös-yds-dgs-kpss-toefl-sbs-ybsg daha bilmediğim birsürü sınav..
Hayata bak! geldik kaç yaşına hala sınavlardan başımızı kaldıramıyoruz.Halimiz ne kadarda dramatik.Bazen sen balığı yersin, bazende balık seni..

...Ne yaparsam yapayım benim hayatım, dövsemde sövsemdee benimm..
.........

Bu yazıyı yazalı baya olmuş,sınav sonuçları bile açıklandı.Okadar tembelim yani.

Asıl mesele şu ki biz çok önemli bi adım attık sevgilimle..paylaşacağım tabiki..