27.5.09

İyi Olan Herşeyi Yok Etmeye Meyilli İnsanoğlu

Son günlerde yaşadığım en büyük sorun insanlara nasıl davranacağımı bilememem.
Eskiden ne güzel bi iletişim vardı aramızda.
Beraber neler neler yapardık.Hatta aramızda sinerji yaratırdık.Ama zamane insanları çok zor.

Neyzen Tevfik'in bi sözü var:"insanoğlu gariptir her lafı kaldırmaz
ibne dersin kızar, s...rsin aldırmaz" yani duygularıma cuk diye oturan türden.

Bazen çok garipler, çok tuhaflar, bigün öyleler bigün böyle.Bunları düşünüp dururken
hepsini kafamda grup grup analiz ettim ve yazdım.


SAF-TRİK OLANLAR:Bu gruba bende dahil olduğum için çok güzel bir özelliktir.
Aklıma gelmişken bi anımıda anlatayım.
Geçen kış bi akşam liseden arkadaşlarla buluştuk.
Bi kafede oturduk muhabbet ediyoruz.Muhabbet kontörlü telefonlara geldi.Nerden açıldıysa artık.

Bende o zamanlar telsim kullanıyordum.Kampanyası vardı 5 dk 1 kontöre konuşuyorum dedim.
Ordan bi arkadaş dediki bende 10 dk 2 kontöre konuşuyorum.Hadı ya ne iyiymiş dedim.
Al işte hemen ortaya malzemeyi verdik.Üzerinden kaç yıl geçti hala unutmamış camışlar.:D
Adımız çıktı 9 a inmez 8 e.

Çok temiz kalpli olup uyanıklar tarafından suistimal edilme ihtimalleri yüzde 90 dır.
Doğal, halden anlayan, sevecen insanlardır.
Herkesi kendileri gibi görürler ilk başta fakat sonradan gerçekleri görmek onları mutasyona uğratır.
Gaddar insanlar üredikçe, zamanla bu saflık özünü yitirmeye başlar.

ARKADAN KONUŞANLAR: Önce hiçbişey yokmuş gibi canımlı cicimli konuşmalar olur.Sonra
adam arkasını döner dönmez başlarlar mahalle karıları gibi atıp tutmaya.Çatır çatır
dedikodular dizilir ard arda.Duyduklarına kendileri de abartıcı şeyler katarak anlatırlar,
bu atmasyon bölümünü asla esirgemezler.
Mesela, ayşe kimlerle düşüp kalkıyor, ahmet gaymiş, alinin kardeşi böyleydi, annesi şöyleydi, osmanın sevgilisi çok çirkinmiş....vs gibi bıdı bıdılar böyle uzar gider.Ama bunun yüzde doksanı atmasyon olduğu için yalandır.
facebooktada vardı böyle bir atıp tutma uygulaması.
birisi senin için "aynı anda birden fazla kisi ile birlikte olmuş mudur?" sorusuna cevap verdi.
birisi senin için "röntgencilik yapmışmıdır?" sorusuna cevap verdi.
birisi senin için "şişkomudur?" sorusuna cevap verdi.
Napim yani millet ne dediyse.O röntgenci olduğumu söyleyince röntgencimi oluyorum yada şişko derse şişkomu olcam hemen!!Dedikoduya teşvikten başka bişey değil bunlar.

İŞİ DÜŞÜNCE ARAYANLAR:İşte bunlar hayatımızda olmasalarda olur.Çıkarcı insanlardır.ne zaman başı sıkışsa, ne zaman sana işi düşse dibinde biterler.Bide hep bi yapışkan tavır vardır bunlarda. O yüzden nerden hortlayacakları belli olmaz.Bedavacı ve zoraki samimiyet kurarlar.Yaptıkları ne kadar terbiyesizce de olsa onu yapmaya devam ederler.
Bunlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekir.Hatta telefonlarını açarken "yine ne var?" diye açmak lazım.


ÇOK BİLMİŞ GİBİ DAVRANANLAR:Çok bilmiş gibi yapanlar bu bilmediklerini örtbas etmek için sürekli bir çaba içindedirler.Çevresindekilere sürekli laf ebeliği yaparlar.Her konuda mutlaka 2 kelime de olsa yapacak yorumları vardır.Bide konustukları inandırıcı olmayınca, ispatlamak için atmasyon açıklamalara girer.Hala da inandıramadıysa karşı tarafı, son cümleleri
-yani bilemiyorum..ben öyle düşünüyorum, yada
-valla bizim orda öyle.. diye biter..


DENGESİZLER: Bu insanların ne yapacağı belli olmuyor.Aniden şimşek gibi gürleyip, aniden sakinleşebilen, tutarsız kişilerdir.Bigün bi bakarsın selam verir, canım ciğerim der, ertesi gün bi bakarsın yüzüne bile bakmaz.Ne istediklerine bi türlü karar veremezler, farklı duygular içinde daldan dala yolculuk yapabilirler.
bkz:ikizler burcu
Okadar iyilik yaparsın gözüne giremezsin, ama en ufak bi hata yap bütün azarı yersin.
bkz:annem-babam

Geçen gün arbada giderken birkaç kişi gördüm.Yanlarında minicik bi kedi var.Kediyi seviyolar
tuhaf bişeyler yapıolar.Biri ekmek vermeye çalışıyo, biri okşuyo falan.Sonra birden baktım
bitanesi hışımla aldı kediyi yerden "noluyo lan" dememe kalmadı fırlattı arkadaşının üstüne.
Sonra bian düşündüm.Bi varlığı sevmek de ellerinde, onu gebertmek de.İnanmak çok güç.
Herkes çok farklı..Bir an sevgi dolu görünen insanlar, o dakkadan sonra kolayca hırçınlaşabiliyorlar.


ALT SINIF ÜST SINIF ÇELİŞKİSİ:Sloganımız "işçiler kardeş, patron kalleş."İşte bu slogan saatlerce çalışıp elleri nasır tutan, yüzüne kırışıklıklar dolan, saçına aklar düşen işçilerin kurduğu
en anlamlı cümle bence. Ne zor şartlarda çalıştıklarını yüzündeki kırışıklıklardan, içine çektiği sigaradan bile anlamak mümkün. Hele de parayı alın terıyle kazanmak, geçim mücadelesi vermek için gösterdiği çaba, sırtına aldığı okadar yük ve karşılığında aldıkları küçücük servet.Bütün bunlar yetmez bide patronun işkencelerine maruz kalırlar.
Patronlara asla güvenilmez, inanılmaz.Çünkü insanlar patron olunca nedense mutasyona uğrayıp gaddar olurlar. Çünkü patronların düşüncesi herzaman için çalışanı nasıl daha çok çalıştırabilirim, nasıl daha cok ezebilirimdir.
Hele bide sessizsen tepene çıkarlar.Zaman geçtikçe mesai saatleri uzar, sosyal hayatın biter,hor görülürsün.. Maaş zamanı yaklaşınca gerilirler, mesai zamanlarında ondan iyisi yoktur, her hafta boş boş iş seyahatlerine giderler ama sen bigün geç kalsan azarı yersin, hatta maaşın kesilir o gün. Mesai bitimine 5-10 dk vardır, ama o an patronun çalışma sevdası kabarır.Ve başlar şu nerdeydi?, bu nerdeydi? diye sormaya.
Özel sektördeysen, ne kadar iyi çalışsan da her an kapı önüne koyulacakmış gibi gider gelirsin.
Hep bi gelecek kaygın olur.Verdiği her kuruşu cebinizden fazlasıyla alırlar.Ucuza işçi çalıştırmak için işsizliğin bitmesini asla istemezler.


Olmazsa olmaz Not:Yalnız istisnalar kaideyi bozmaz.

12.5.09

Hayallerim Magnum Bide Ben

Geçen gün Ekin in bloğunu gezerken mimlendiğimi gördüm.Sonradan bide baktım ki Hayalimbemolüm de mimlemiş beni.:) çok teşekkürler öncelikle.

Konumuz hayallerim imiş.
Hayal Dünyamda ne uçuk fikirler var bi bilsen..18 imde İstanbul'u fethedecektim, 20 de Romay ı bide ben yakacaktım, 30 umda süperwomen olacaktım, 40 ımda Dünya emrime amade olacak.Ama gel gör ki şu nankör hayat bana izin vermedi hayallerimi gerçekleştireyim.


Lisede bir zamanlar ingilizce öğretmeni olmayı hayal ederdim.Sonra öğretmenlikten vazgeçtim rehber olmaya karar verdim.O zamanlar bide asker olmayı çok isterdim.Hep bayanlar niye askere alınmaz? diye sorar dururdum kendi kendime.


Sonra en büyük hayalim İngiltereye gitmekti, şimdi de olduğu gibi.Hani Paris, Roma değilde nedense İngiltere.Gidemedim tabi.Ama hala bi ümidim var.Çünkü şirketimiz orda.Ve birgün ordakişirkete iş için gitmem gerektiğini söyleyecekler bana, önce kem-küm edicem, ama elbette bu hayalimi gerçekleştircem.


Araba hayalimi duymayan kalmadı zaten.Yakında araba resimleri falan çizmeye başlıycam.Hatta araba resmi baskılı tshirtler de giysem hiç fena olmayacak.


Araba yetmedi, bide kendime ait bi evin hayallerini kurmaya başladım.Evdeki bütün dekor, dizayn renk, desen vs. bana ait olan minnacık değil, tabiki de kocaman bi ev :)Bu evin bi bölümüne sevdiğim müzik aletlerini koyarım..Bi odaya bilgisayarımı, başka bi odaya kıyafetlerimi koyardım.Spor salonu da olurdu mutlaka.

Genelde sarmaşık gibi tutunduğum hayallerim de var, En yoğun en bunaltıcı anlarımda kurduğum.Yaşayamadığım şeyleri de hayallerimde yaşatırım.Mesela hep güzelleştirdiğim bi tarafım da sesimdir.bigün bir bakıyorum ki, sesim çok güzel oluyo ve bu güzelliği keşfediyolar.

Ve şuan ki hayallerimin bir diğeri de thy.


Zaman zaman oynadığım şans oyunlarında da çok hayal kurarım.İdda oynamaya kadar da gider belki bu.Ama maçlarla aram yok işte.Azcık bile Olsaydı iyi sallardım.
Yine bigün, bi bakıyorum ki lotodan trilyonlar çıkmış.Sevinçten uçuyorum.Şaşırıyorum ki napim okadar parayı.Sonra istediklerimi, araba, ev, evin dizaynı vs. herşeyi alıyorum yaptırıyorum.Nejla gibi burnum havada geziyorum.:) Çevremde hakkaten fakir sıkıntıda olanlara bacadan atıyorum paraları.Sabah bi uyanıyolar ev para dolu.
Bide şu evde olan, aileleri ile yaşayan, özel eğitime muhtaç tüm çocuklar için süper bi okul yaptırıyorum.Hemde yatılı.. bakamayacak durumda olan aileler için.sonra param kat kat daha artsın diye faiz vs. olaylarına giriyorum.ve hayallerimin peşinden daha çok koşuyorum.

Hayali bile güzel:)


Öldükten sonra da hatırlanabileceğim eserler bırakmak istiyorum.Mesela bir sanat eseri, akıllı bir çocuk, ya da heykelimi diktirmek.

Aslında ben varya Ölümsüz olmak istiyorum. :P

8.5.09

Eski Sevgili Sendromu

Yıllar önce, ben tee lisedeyken hazırlıkta dahil 4 yıl boyunca beni okuldan bi çocuk çok sevmişti.Hep gözümün içine bakardı..onunla arkadaş olmam için.Ama hiç istemedim ben.Çünkü hiç tipim değildi.Hatta tipsiz ördek derdim ben ona.Bide herkes bilirdi bunun bana aşık olduğunu.Hemen hemen her dönem birileri gelirdi 'ya kızım çocuk çok iyi, temiz kalpli, bi evet de.dene şansını.'..deneme tahtasıyız sanki.Hep de üst sınıftan olurdu bu ahkam kesenler.Hayır, zorla güzellik olmuyor valla.Yine bigün Fener alayı vardı..ne için kutladık tam hatırlamıyorum.Akşam okuldaki herkes, öğretmenler de dahil arabalara doluşup dolanmıştık çarşı merkezinde.O gün baya eğlenmiştim.Ama bu tipsiz yine yapmıştı yapacağını.Saz arkadaşlarını göndermişti yanıma.
"Konuşalımmı?" dedi bitanesi.
"Olur" dedim bende.

Bide bunlar okulun en havalı tayfası.Tabi ben çaktım bişeyler olduğunu.Çünkü ne zaman üst sınıftan biri gelse, konumuz yüzde 99 aynı mevzu olurdu.

İşte başladılar konusmaya, yalvarmaya: 'Bu çocuk seni çok seviyo.Hergün seni düşünmekten kahroluyo.Bi evet desen belki sende seversin.Olmasa da ayrılırsın.Ama bikere evet de n'olur..' Hatta bitanesinin gözleri doldu.Bende safım ya, dayanamam.Tamam dedim.O gece öyle kalabalıkta aramızda hiç bişe yokmuş gibi idare ettim.Ama okulda kahretti beni.Korumammış gibi tavırlar, benim için milletle kavga etmeler falan..

Iıı dedim, yapamam ben.Gelemem böle şelere.
Tabi hemen ayrılalım diyemedim.Sonra bişekilde 1 hafta sürmeden bitti.Neyse yıllar geçti.Okul da bitti.Okul bittikten sonra, okuldan bi çocukla arkadaş olduk.Bu da tipsiz ördeğin okuldaki çok yakın arkadaşlarından biriydi.Arkadaş olalı 2 hafta olmuş, bigün telefonuma msj geldi.Bizim arkadaşlığımızı tipsiz öğrenmiş ve trip yapmış.Oyüzden ayrılmamız gerekmiş.Öle boktan bi nedenden bitmişti yani yıllar evvel.
Bundan bikaç ay önce de ben faceboka üyeyken, benden ayrılan mahluk! face de beni eklemişti.Kabul etmiştim.Sonra telefonunu vermişti.Bende almıştım, ama aramadım hiç.O beni aradı bikaçkez konuşalım buluşalım diye.Ama bi türlü olmadı.
Neyse geçen hafta buluştuk.eskilerden felan konustuk.Hiç aklıma gelmezdi, gelincede geçiştirirdim hep.Çünkü yıllar önce bitmiş bi ilişki.Çok büyük bi aşkta yoktu aramızda.Öyle saatlerce onu düşünüp otistik gibi sabahlara kadar şarkılar da dinlemedim, ağlamadım, düşünmedim.....
Bide eski sevgiliyle arakadaş mı kalayım.Tamamen yalan böyle bişey zaten.Yani ben bizamanlar onunla elele tutuşmuşum, sarılmışız.Şimdi elimi arkadaşçamı sıkacak.Hayır arkadaşça kalmanın mantığı ne ki?Eskiler bir bir deşiliyo, sonra hayatın bian allak bullak oluyo.Benim hayatımdaki herşeyi bilmesi midir, yada benim onunkini mi bilmemdir?.Yani sanane ben napıyosam kimle sevgiliysem, yada banane senin yeni hayatından.!
İlk günler 'ehehe..hiç sorun deil buluşmamız, eskide kaldı herşey' diye kendimi avutmaya kalksamda, beceremedim.Önce boğazımda koca bi düğüm oldu.hep boşlukta olursam böle olur işte..

Bana göre çok sıradandı artık onu görmek, ama meğersem ne muhasebeler varmış bu sıradanlığın arkasında.Halbuki saçma yani.ne noluoki.ne var bunda, bu kadar büyütülecek.?salakmıyım neyim.kendimle hesaplaştım.sakın gaza gelme..hopp yani.


Çalış..kendini işine ver.Otur ders başına saatlerce çalış kalkma sakın.. düşünme.
git başka şeylerle ugraş. Gitar kursuna git.aban iyice gıtarın üstüne.eşşek gibi öğren.nasıl olsa eskiye dönüş olmayacak.ve eskisi gibi deilim ben artık.ayrıca ne nostaljiye meraklı insanım ben be.hoff.