18.3.12

Hayat ne tuhaf, vapurlar filan!

Fakir bir adam boğaz köprüsünün altında yaşıyormuş.Bigün resim çizmeye başlamış.Etrafına bakmış deniz vapur...ve demiş ki, ''hayat ne tuhaf böyle, vapurlar falan..'' bunu bana arkadaşım anlattı. O gün bugündür dilime dolandı.Takıldığım zamanlarda hemen çıkıveriyor ağzımdan.
İlk duyduğum anda bana hayatın ne kadar sıcak içten olduğunu hissettiren cümle.Sonra netten baktım meğer bunun farklı bir hikayesi varmış.Cenk Erdem'in bi martı adına anlattığı farklı bir hikaye.

Bıraktığınız gibi herşey.Sevgilim dağıtım iznine geldi.Çok güzel zaman geçirdik.Doyamadık birbirimize.Bu arada Diyarbakır-lice ye gidecek.Orda çarşı izni yok.İlçede yaşayan insanlar askeri sevmiyor zaten.Yine zor günler bizi bekliyor.Bu stresli günler bitsin istiyorum bir an önce.Ben güzel şeyler düşünüyorum herşey güzel olsun diye.ama pek beceremediğim bişey bu.İnsanın hayatı, düşünceleri, mutluluğu bu kadarmı değişken olur.Önce içinde ne fırtınalar kopar, sonra dünya başına yıkılmış gibi hissedersin..sıkılınca tüm aksilikler üstüste gelir.''teker teker gelin lannn'' deme lüksümüz bile yoktur.Hayat öyle br süpriz hazırlar ki, en dibe eksilere vurursun (tam terside olabilir), O nedenle içinde bulunduğun ortamdan daha kötüsüde olabilir.Ben iyi değilim ama bu da geçer.Hayat bir sinus eğrisi, öyle değil mi? Olmaz dediğimiz şeyleri oldurduk, ne zorlukları aştık biz.

Beni oldukça şaşırtan bi söz daha vardı.Marilyn Monroe' un sözü ''hayat ne tuhaf. insan tam ipi göğüslediği an, bakıyor ki yarış yeniden başlamış." Bu sözü kendini öldürmeden birkaç gün önce söylemiş.
Ne kadar doğru!


 Bütün belirsizliklerine, yalanlarına, dengesizliklerine, triplerine rağmen her gece yatağımda yorganımla sana sarılıyorum.h a y a t.

Hiç yorum yok: