Azönce thy'yi aradım bi haber varmı diye, ama hala süreç devam ediyormuş ve son aşamadan sonra kimseye dönmemişler.
işsizler grubuna bende giriyorum galiba.Çünkü şirketimiz kapanıyor.Ya ben ne güzel alışmıştım ofisteki rahatlığa.Hatta ofis değil burası benim evim gibiydi.Michael (İngiliz patronum) mail göndermiş, yazmış ki kullandığın lap top sana kalsın diye.Sevindim..Zaten ofiste bütünleştiğim demirbaş bu lap top tu.
Şimdi yine herşey üstüste gelmeye başladı.Her kış mevsimi başlangıcında baharında gelmesiyle içime bi karabasan çöküyor son zamanlarda olduğu gibi.Bide iş durumları karışık.Buaralar çevremde hiç sorunlarıyla meşgul olduğum arkadaşlarım da yok.Yani kendimle başbaşayım, kendi fikirlerim ve kendi hayatım için kafamı yoruyorum.
Ama keşke biri gelse de derdini anlatsa şöyle içten içe içlense sonra ben tamamen ona odaklansam ve çözüm üretmeye çalışsam..diye düşündüm.Ve yukardan sesimi duydu yarebbim.Benim evli arkadaşım geldi.Başkalarının derdini dinleyince kendi derdini unutursun mantığı var ya!Neyse anlattı uzun uzun. Burdaki evlerinin elekrtikleri kesilmiş, eşi işsiz, eve 3 kuruş para girmiyormuş vs.. Bikere bi erkeğin işsiz olma durumu kadına göre daha çok göze batar. hele bide bu durumu yokmuş gibi varsayıyorsa kadını çileden çıkarır.Evde ne yapar bu adam: oturur, her b.ka sinirlenir, yer, içer, bulaşık yıkar, uyur...uyurr..
Ama kadına göre olması gereken; sabah işe gitme saatinde evden çıkar.Akşama kadar iş bakar, gazetelerden iş ilanlarını araştırır, heryere cv sini bırakır,eve dönüş saatinde evde olur.Ertesi gün yine aynı şekilde sabah evden çıkar arar..arar.. ve sonunda bulur..işsizlik onun kaderi olmaktan çıkar. Hani iş bulamazsa bile bu yapılması gerekenlerden bikaçını yapsa belki bizim kız çileden çıkmayacak. Biara 'Kocam zengin olsaydı, bukadar sorunu çekmezdik.' dedi.Beynimde zınk diye bi ses, çığlık gibi geldi bu söz.Halbuki onlar eskiden
hali vakti yerinde bi aileydi.Maddi-manevi olarak durumları çok iyiydi.Sonradan bu hale geldiler..Tükettiler birbirlerini.
Ya biz çok malız yada yaşamayı bilmiyoruz.Hayat insanı çok çabuk tüketiyor aslında. Okul bitince iştahlanıyordum iş hayatına atılcam diye.Zaman geçtikçe kariyerde yapıcam diyordum.Çalıştım ama kariyeri bırak severek bile çalışmadım çoğu zaman.Şikayet ede ede okadar yıl geçti.Geriye dönüp bakıyorum her gün saatlerce, zamanımı para karşılığında yaptığım okadar sorumluluk vs. için harcamışım.Hiç bigün de şu zaman bana ait olsun gideyim sevdiğim şeylerle zaman geçireyim ya da tatile çıkayım dememişim.Sık sık geçmişe bakıp 'ne günlerdi be' demekten sıkıldım.İçimde kaldı Rehber olma, ingilizce öğretmeni olma tutkusu. Hep duyuyorum "genç yaşta evlenin, çocuk yapın, ilerde çocuğunla aranda uçurum gibi yaş farkı olmasın.Yoksa çocukla iletişimde sorun yaşarsın..." gibi hayati meseleleri, fakat anlamlandırmak istemiyorum.Hayatım hep çevremdekilerin tercihleri üzerinde
şekilleniyor.Belkide doğru olanda bu.Herşey otomatiğe bağlı evlen, çocuk yap, işe git, eve gel,yemek yap... Ne kadar basit anlatırken.Ama bunları yaşarken hep bi hedefim olmalı diyorum, amaçsız olunca ot gibi yaşıyormuşum gibi geliyo.
Şimdi yine herşey üstüste gelmeye başladı.Her kış mevsimi başlangıcında baharında gelmesiyle içime bi karabasan çöküyor son zamanlarda olduğu gibi.Bide iş durumları karışık.Buaralar çevremde hiç sorunlarıyla meşgul olduğum arkadaşlarım da yok.Yani kendimle başbaşayım, kendi fikirlerim ve kendi hayatım için kafamı yoruyorum.
Ama keşke biri gelse de derdini anlatsa şöyle içten içe içlense sonra ben tamamen ona odaklansam ve çözüm üretmeye çalışsam..diye düşündüm.Ve yukardan sesimi duydu yarebbim.Benim evli arkadaşım geldi.Başkalarının derdini dinleyince kendi derdini unutursun mantığı var ya!Neyse anlattı uzun uzun. Burdaki evlerinin elekrtikleri kesilmiş, eşi işsiz, eve 3 kuruş para girmiyormuş vs.. Bikere bi erkeğin işsiz olma durumu kadına göre daha çok göze batar. hele bide bu durumu yokmuş gibi varsayıyorsa kadını çileden çıkarır.Evde ne yapar bu adam: oturur, her b.ka sinirlenir, yer, içer, bulaşık yıkar, uyur...uyurr..
Ama kadına göre olması gereken; sabah işe gitme saatinde evden çıkar.Akşama kadar iş bakar, gazetelerden iş ilanlarını araştırır, heryere cv sini bırakır,eve dönüş saatinde evde olur.Ertesi gün yine aynı şekilde sabah evden çıkar arar..arar.. ve sonunda bulur..işsizlik onun kaderi olmaktan çıkar. Hani iş bulamazsa bile bu yapılması gerekenlerden bikaçını yapsa belki bizim kız çileden çıkmayacak. Biara 'Kocam zengin olsaydı, bukadar sorunu çekmezdik.' dedi.Beynimde zınk diye bi ses, çığlık gibi geldi bu söz.Halbuki onlar eskiden
hali vakti yerinde bi aileydi.Maddi-manevi olarak durumları çok iyiydi.Sonradan bu hale geldiler..Tükettiler birbirlerini.
Ya biz çok malız yada yaşamayı bilmiyoruz.Hayat insanı çok çabuk tüketiyor aslında. Okul bitince iştahlanıyordum iş hayatına atılcam diye.Zaman geçtikçe kariyerde yapıcam diyordum.Çalıştım ama kariyeri bırak severek bile çalışmadım çoğu zaman.Şikayet ede ede okadar yıl geçti.Geriye dönüp bakıyorum her gün saatlerce, zamanımı para karşılığında yaptığım okadar sorumluluk vs. için harcamışım.Hiç bigün de şu zaman bana ait olsun gideyim sevdiğim şeylerle zaman geçireyim ya da tatile çıkayım dememişim.Sık sık geçmişe bakıp 'ne günlerdi be' demekten sıkıldım.İçimde kaldı Rehber olma, ingilizce öğretmeni olma tutkusu. Hep duyuyorum "genç yaşta evlenin, çocuk yapın, ilerde çocuğunla aranda uçurum gibi yaş farkı olmasın.Yoksa çocukla iletişimde sorun yaşarsın..." gibi hayati meseleleri, fakat anlamlandırmak istemiyorum.Hayatım hep çevremdekilerin tercihleri üzerinde
şekilleniyor.Belkide doğru olanda bu.Herşey otomatiğe bağlı evlen, çocuk yap, işe git, eve gel,yemek yap... Ne kadar basit anlatırken.Ama bunları yaşarken hep bi hedefim olmalı diyorum, amaçsız olunca ot gibi yaşıyormuşum gibi geliyo.
...Ben bitürlü şarkı eklemeyi beceremedim buraya:s Halbuki ne kadar da çok eklemek istediğim şarkılar var.Mesela Yılmaz Erdoğan ın 'etme' şiiri sözleri Mevlana'ya ait olan tam bu yazıya göre olurdu.Şarkıyı değilde sözlerinden birkaç satır ekleyesim geldi.Farzedelim ki şarkıyı ekledim.)
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme ...
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme ...
Mevlana.
3 yorum:
geçenlerde msn de arkadaşımla konuşurken thy kabin memuru alıyormuş,ingilizcen iyi,başvursana dedi,ben de öylesine başvurdum(:o zaman sen aklıma geldin((:umarım iş konusundaki sorununu çözersin canım,gerçekten hepimizin başında bu dert var.işin olsa dert,olmasa dert..ama hayat dertsiz geçmiyor..dediğin gibi her şey otomatiğe bağlanmış gibi hayatta..okul,iş,evlilik,çocuk..bir kısır döngüdeyiz..gerçi benim yaşım 27 ye doğru gidiyor,erken evlenip çocuk yapma yaşını çoktan geçtim..işin kariyer kısmıyla ilgileneceğim artık((;
ararlarsa seni banada haber ver:)
iş konusu halloldu cnm, tek derdim evlenip çocuk yapmak :P:p
sende elini çabuk tut bu sene evlensen, seneyede cocuk yaparsın.olur biter..:d
taşındım temizliğe bekliyorum :))
Yorum Gönder