30.4.09

Nerden Çıktı Şimdi Bunlar Durup Dururken..

Malum gün yaklaşıyor, tadını çıkarmak lazım ..Biraz üstüne mi gitsem acaba karşı tarafın ?'Bugün beni niye aramadınn???' diyerek bir polemik mi yaratsam?ya da biraz naz mı yapsam, diye düşünürken sonradan vazgeçtim, şimdi bulandırmayalım suyu durduk yerde ..

Bi yazı okudum bugün, çok acıdım erkek kısmına..Saçını boyatan ya da yaptıran kadındaki değişikliği farketmemek şiddet sayılıyormuş ..Psikolojik şiddet..Yaa, işte durum böyle..Aynı şeyi erkek yapsa, konusu bile açılmaz ..Adam saçını kestirir, önemsenecek bir durummudur?Değil tabi ki! Zaten hiçbir erkek çevresindekilere sormaz ..
-Saçlarım nasıl olmuş böyle ?Biraz enseden aldırdım da, iyi olmuş mu sence ?Bıyıklarımı kırptım, nasılım?..falan diye..
Kimin umrunda adamın ense traşı, bıyığının kaç santim olduğu ?Kadın olunca işler değişiyo elbette ..


........Bizimkiler 2 haftadır yok.Memleket gezmesindeler.Bi hayır göremedik bu durumdan.Geçen hafta kardeşlerim geldi.2side sınav sonrası tatil maksadıyla geldiler.Bi hafta kalıp döndüler.İstanbulda okuyan haftasonu gitti.Pazartesi de Afyonda okuyan gitti.Kaldık yine başbaşa: ben,abim,yengem ve bebiş..

Akşam eve gelince, yengemde okuldan gelmiş oluyo, hatta bazen yemek bile yapmış oluyo.Bazen de beraber hazırlıyoruz.Özgürüz güya..gece bol bol tv izliyorum, özgürlüğümde bu yani.

Yalnız Yayın akışı pek iç acıcı olmuyor malesef.
19.00-19.56 haberler..
19.56-20.00 reklamlar!
20.00-22.00 diziler
22.00-00.00 ya dizi, ya film, ya magazin yada dizi tekrarları..
Sabahları da haberler, sonra kadın programları, yemek programları, izdivaç programları, dizi tekrarları vardır.Bide her kanalda aynı yayın akışı.Biraz da çizgi film koyun kardeşim.:PKüçükken hep haberler başlayınca kaçardım salondan.Haberler bitene kadar girmezdim salona.Demek ki, te ozamandan belli olmuş haberleri sevmeyeceğim.
Hele birde şu evlenme, başgözetme programları var ya, insanların istekleri orada hiç bitmiyor ..arzular iç acıtan cinsten..Ev de isterim, araba da, maaş durumu iyimi?, sosyal güvence de isterem..onuda isterim bunuda isterim. sanki manavdan armut alıyoruz.Bunlardan sonra Tek dertleri bi eş bulup evlenmek oluyo..Bazen ordaki bayanlardan birinin yerınde olmak istiyorum.Artık Şemsettin mi olur ?Süleyman mı olur bilmiyorum ?En bakımsız, çirkinin bile ne talipleri çıkıyo.Beğenirse birini hemen görüşüyolar, baktılar ki olmuyo, sora tekrar talip aramaya devam ediyolar:)Ya bide bakıyorsun ki, adam gelmiş 70 yaşına ama hala şeyinin peşinde; kadınlarda da bi işve bi naz.. Bu tür programları izleyip sinir krizleri geçiren, küfürü basan, sinirden gülen ne çok insan vardır.Ben memetalierbil le 50 sarışın değil de, adini 50 aptal sarisin olarak degiştirilmesi gereken programı öneriyorum aslında.konu nerden nerelere geldi.

------Aslında ben haberlerde, beni etkileyen olaylardan bitanesinden bahsetmek istiyordum.Hakkında pek bişey bilmesemde, böyle illa yazasım geliyo.Bişey dürtüklüyo.İçimde kalmasın.

Bostancı'daki çatışma sonucunda öldürülen terörist!Ne kadar devrimciydi, ne kadar değildi, kimdir, necidir, niye ordadır, neden bu sloganları savurdu, 3 yıl takip altındaymış, neden 3 yıldır yakalanamamış?, yoldan gecen cocuğu o mu öldürdü, yoksa polismi?sorularını belleğime kazıyan insan.son bikaç günde duyduğum yığınla bilgi haricinde detaylı yorum ve tanıma sahip değilim.

Bana göre çok suçlu bir insan olsun yada olmasın farketmez, başkasına göre de kimin kahraman kimin vatan haini olduğu da beni ilgilendirmiyor aslında.Ama yorumlara baktım da herkes basmış küfürü, ana baba düz gitmiş, vatan haini vs. demiş..bir kişi üzerinden bütünü eleştirmeler, her söylenene inanmalar falan.Düşünülmesi gereken noktalar atlanılmış.Burdaki maksat direk kişi değil aslında..düşünce şeklidir bence.Sosyalistliği bi kalıp olarak beyinlerine kazıyanlar, bu kişininde kendini sosyalist devrimci olarak tanıtmasıyla, kafalarında oluşturdukları kalıp içindeki tüü kaka kavramlarını kusmalarına vesile olmuş.Herkesin doğruları, yanlışları var kendilerince..ama sen eline silahı alıpta bana doğrularını yutturmaya kalkarsan, ozaman hep tek taraftan dünyaya bakmış olursun.Bide bu kadar gözönünde olmasına ne gerek vardı?sorusunu da sormadan edemiyorum.Terorist ya da degil, vatan haini ya da değil..o kadar cok yasadık ki bu tür olayları.Artık kimin ne oldugu karışmış bi hale geldi bu ülkede..Yaptığını kesinlikle desteklemiyorum.Ama bu sorunlar nedense hep sallantıda kalıyor, ve bi çözüm getirilmiyor.Ve sonrada gelecekte 27 nisan diğer yaşanan olaylar gibi net olmayan belli belirsiz başlıklar olarak akıllarda kalacak.


Yarın olaysız, kazasız-belasız geçmesini beklediğim 1 Mayıs.

Amma daldan dala atladım, uzattıkça uzattım.Buraya kadar okuduysan ve hala iyiysen sorun yok ozaman...

27.4.09

Günün Bloğu








Kendimi ifade etmek, canım isteyince saçmalamak, bazen içimdeki yaratıcılığı zorlayıp kullanmaya çalışmak, zevklerimi paylaşmak, fikirler üretmek, ilham geldiğinde onları yazıya dökmek, bazen sosyal mesajlar vermek, bazen sinirlenmek, bazen de geyik amaçlı birşeyler karalamak, içimdeki sesi dışa vurmak, gerçek hayatta edemediğim küfürleri etmek,...vs.Tüm bunlardan sonra da günün blogu seçilmek! :)

Dün Bloxoo beni günün blogu seçmiş.Bloxoo ya seçildiğimden ötürü ve editörün güzel yorumu için teşekkür ediyorum.

Günün bloğu seçilmenin dışında birde bu sayede farklı blogları keşfetmek beni gerçekten sevindirdi.Günün Blogu olduğum için beni tebrik eden yeni bloglar da tanıdım.Yorumlarınız için sağolun efenim..

23.4.09

Selam Verdim Rüşvet Değildir Diye Almadılar

Yanlış değilsem, Fuzuli bir türbede bekçilik yaparken, Kanuni, Fuzuli'yi maaşa bağlar.Bi sebepten dolayı maaşı kesilince, Fuzuli saraya gitmiştir.Ancak içeri alınmayınca, bir mektup yazmıştır saraya, şikayet olarak.Başlıkta yazdığım söz de Fuzuli'nin şikayetindeki en güzel haykırışıdır.Bilmessin diye şeettim.

.....
Bundan 2 hafta önce ingiliz patronum buradayken, bana bi sözleşme vermişti, ingilteredeki ofise göndermem için.2 haftadır hem iş yoğunluğundan hemde postanenin saçmalıklarından dolayı bitürlü gönderemedim.Geçen hafta gittim "taşınıyoruz.Oyüzden işlem yapamıyoruz." dediler.Hemde hafta içi.Dün de, arkadaşımla beraber postaneye gidip gönderelim, sonrada bişeyler yiyelim diye plan yaptık.Önce bi aradık nereye taşınmış diye.
Tam sahilin dibine taşınmışlar.İçeri girdik.Her işim düştüğünde sorun çıkaran, dünyanın kendileri etrafında döndüğünü sanan, saçlarına ak dolmuş bikaç insan.
Göndericem ama elimde zarf yok.Tamam hatalıyım.Çünkü koca sahil mekanı burası.nerden bulacam ben zarfı.Nasıl olsa postanede vardır diye düşündüm.Ama oradaki adam yok dedi.Kaldım sap gibi.

-Peki nerden bulabilirim dedim.
-Adam yüzüme bile bakmadan 'Marketlerde vardır.' dedi.(Marketlerde zarf ne arasın.)
-Sora sora geldik ama hiçbiryerde yoktu dedim.(yalandan kim ölmüş.maksat işimi hallettirmek bian önce.)
-O zaman bişekilde biyerden bulmanız gerek...(hayat memat meselesine döndü)
-Aps zarfı yokmu?-Aps zarfı var.Ama o olmaz çok pahalı olur.Ödemek istermisiniz ....TL.
-Hayır ödeyemem.(ya bunlar aps yazan kağıdı, zarfa sonradan yapıştırmıyolarmı:s)
-Bizim yapacağımız birşey yok ozaman.
Adam yok, olmaz, imkansız dedikçe benim tüm sinirlerim tepeme çıktı.Zaten nefret ediyorum böyle elinden iş gelmeyen, gelse de bi iş yapmak istemeyen, bakan havasında devlet memurlarından.Bu arada bizim kız da vıdı vıdı telefonda konuşuyor, postane ucuz diye.
Dayanamadım başladım söylenmeye.
-Zarf burda bulunmayacakda nerde bulunacak.madem buralarda zarf satan yer yok, ozaman kırtasiye olmalı yada zarf bulundurmanız gerekmiyormu?İlçe merkezimi burası? İnsanlara hiç yardımcı olmuyosunuz..diye vik vik vik..söylendim.
Benim için acil değildi belki ama bu önemli olmayan meseleyi hayatımın en önemli meselesi haline soktular.Neyse, 'iyi günler' dedim çıktım.İçimden de 'birdaha bu postaneye gelirsem banada karamel demesınler.' dedim.Bizimki hala telefonda.Benim çıktığımı görünce geldi.Bi sokak üstte herzaman gittiğimiz tostçuya gittik, dışarıda oturduk..10 dk sonra postanedeki adamı gördük.Bi sağa bi sola gidip geliyo.Sonra bizi görünce geldi yanımıza.'Bayanlar, siz zarf mı arıyordunuz.' dedi.Bizimki hemen atladı' 'arıyorduk ama artık aramıyoruz dedi.''benim arabada zarf vardı da, oyüzden söylüyorum' dedi memur.Bizimkide 'istemiyoruz' dedi.Tam diyecektim ki, 'madem vardı, ben içerdeyken neden söylemediniz.'diye, ama diyemeden gitti.sanki yolu düşmüşte oraya, bizi tesadüfen görmüş gibi davrandı.
....

İşiniz bir devlet memuruna düşmeye görsün.
devlet dedigin döver, devlet memuru dedigin de söver..devletin önemli,ayrıcalıklı, vatandasin da önemsizoldugu bi ülkede yaşadığımızı her defasında hişssettiriyorlar..Bunların maaşını biz vermiyomuyuz?
Çoğu, yayıldıkları koltukta bulunma sebeplerinin, vatandaşlara hizmet etmek olduğunu unutmuş, görevlerinin ne olduğunu daha bilmeyen, sanki orda zorla tutuluyorlarmış imajı çizen, yanına yaklaşılamayan, azarlamayı marifet bilen, havalı, kaprisli, kendilerinden nefret ettiren, büyüklerine saygısızca hitapta bulunan, resmen dövülesi tipler..
Bişey soracak olsanız..ya duymazdan gelirler yada 'üfff, hoff' ile başlayan cümleleri duymaya mahkumsunuzdur.
Tamam bintürlü insanla uğraşıyor olabilirsiniz, ama tutupta kuralları çignemeden giden vatandaşlara da saygısızlık edilince, bunun karşısında 'devlet memurudur.. aman saygı!' demez, tıkanır insan o noktada.Elbette işini hakkıyla yapan, çalışan memurlarda vardır.Onlara lafım yok.Ama nedense bana hep ters, aksi, tembel olanları denk geliyor.:s


not: Rüşvet yemeyen, vatandaşın hayatını kolaylaştıran, dürüst, çalışkan, maaşını hak eden, işine torpille girmemiş devlet memurları üzerine alınmasın..Çünkü kötü durumlarda, olumsuz şartlarda,görev yapmak, geçinmek, insanların hayatını kurtarmaya çalışmak, kötü okullarda ders vermek vs. zorunda kalıyorlar.Ki onları sonuna kadar destekliyorum.

Edit-En İlgincinden:Ofise sürekli posta getiren amcama sordum ki, postanede zarf vs. bulundurmak suçmuş.Öle dedi.Ayrıca haftaiçi taşınmalarının nedenide bilmem nerden emir gelmesiymiş.yani o gün taşınmazlarsa, bilmem kaçbin tl para cezası ödeyeceklermiş..........

15.4.09

Ben Erkek Olsam Varya! (Mim)


Sevgili dimple mimlemişti beni.Ben ancak cevap yazıyorum, çünkü unutmuştum.:s Dün yazılarını okurken tesadüfen gördüm.

Çok enteresan bir konu bu.
Erkek olsam neler yaparım, neler yapmazdım?Her iki cinsiyetinde kendine göre artı ve eksileri vardır.
Aslında ben bir günlüğüne karşı cins bedenine sahip olmak değil de ruhuna sahip olmak isterdim çünkü onları bu şekilde ancak anlayabilirdim.
Bunlar fosilleşti yıllardır ama, eskiden erkek, sünnet olunca erkek olurdu, kimine göre bi bayanla ilk defa birlikte olduktan sonra, cüzdanın kabarıksa olur yada namusunu temizlediyse, erkektir.Hala da bu saçma gerzekçe maddelere dayanarak erkeklik ödülünü alan insanlar vardır mutlaka..


Ben erkek olsaydım bunları yapardım;
-kıro, maço tavır takınmadan kollardım yanımdaki kadını..

-erkek olsaydım kahveye giderdim, maç izlemeye:)

-kesinlikle sünnet olurdum:)

-güçlü olurdum, kadınların yanında ağlamazdım.

-sevgilime sadık kalırdım.elbetteki onu mutlu ederdim ki, oda beni mutlu etsin:)




Erkek olsaydım Şunları yapmazdım;
-Kaba konuşmazdım..

-kıl yumağı gibi dolaşmazdım ortalıkta..bakımlı olurdum.

-Otururken dikkat ederdim..bacaklarımı 2 metre ayırıp oturmazdım.

-popomu göstermemek için düşük bel kot giymezdim.

-sarkıntılık, sapıklık, taciz vs. yapmazdım.yapanlarıda döverdim:P

13.4.09

İçine Ettiler Haftasonumun

Fedakâr ol..aşkta, dostlukta, okulda, evde, işte..sonrada biriktir sustuklarını, hatta psikolojini alt üst et, hasta ruhlu ol farkında olmadan, bi zaman gelsin patlat içindeki canavarı..Sonrada desinler sen gaddar oldun, noluyo sana?, aa sen çok stres yapıyosun, herşeyi kafanda büyütüyosun...vız vız vız.

Haftasonu diye özlenen zaman..Yani cumartesi ve pazarı içine alan zaman dilimi.Benim hiç ctesi-pazarım olmadı abi! diye trajik bi açıklama getiremiycem.Çünkü içine biçok şeyi sığdırmaya çalıştığım haftasonum var.Ama hep bişeyler çıkıyo ve kendimden çok başka şeylere zaman ayırmak zorunda kalıyorum.Bu haftasonu da aynen öyle oldu.bizimkilerin misafirlerini ağırladık.Akşama kadar iyice gerildim.

Bazen herkes damarıma basıyo.Sonra acayip sinirleniyorum.Hayatımda beni üzen, mutsuz eden herkesi bi silgiyle silmek istiyorum.Sonra bi tabloya rüzgarın esintisini katar gibi sevdiklerimi bir bir eklemek istiyorum, resmin en güzel yerine..mesela; kardeşimi yurtdışına yerleştirirdim yüksek lisansı için, ablamı huzurlu şirin bi eve yerleştirirdim, yengemi ise kpss derdinden kurtarıp istediği şehre atardım..
Çok değer verdiğiniz insanların hep yaptığı eylem: üzmek.aklıma her geldiğinde ''neden'' sorusunu soruyorum.bu ''neden'' sorusu herzaman çözümlenemeyen matematik sorusu gibi kalıyor beynimde


Vallahi hayatımdaki herkes bi telden çalıyo.


Mesela Sevgiliniz varsa, birlikteyken aşkı sürdürebilmek için sonsuz bir enerji sarfediyosunuz.Sevgiliniz ilişkiyi sürdürmek için tek bir fedakârlık bile yapmaz ama siz bunu umursamaz, her şeyi sırtlanır, biriktirir ve onarırsınız. Zamanla herşey ağır gelmeye başlar..Karşı taraf ilgiden bıkar..bahaneler üretmeye başlar.
Çünkü sonunda sizden geriye hiçbir şey kalmaz. Şımarttığınız sevgili alır başını gider. Ya da tükeniverirsiniz bir noktada, sıkılıverirsiniz. Birazcık saf, bencil olsanız sizden iyi sevgili yoktur.



Bu sadece sevgilide yaşanacak bi olay değil tabi.dostlarınla, aile içinde, işyerindeki ortamda da aynı bu durumlar yaşanıyor.

.......
Ben eskiden hep bana ait doğruların karşı tarafında doğruları olmasını isterdim.

Ben ne düşünüyosam O da aynı şekilde düşünsün, ben neyi seviyosam O da sevsin..Hissettiklerimi O da hissetsin.Ama yaşla, yaşadıklarımla öğrendim ki böyle değil.Hiç kimse mecbur değil benimle aynı şeyleri düşünmeye, aynı fikirde olamaya..Anlamak için yaşamak gerekiyor.

Nedense benim en çok kazanımlarım tartıştıklarımla oldu.
Tartışma dediysem öyle kafamızı, burnumuzu dağıttığımız saç başa kavgaları demiyorum.Hiç böyle tartışmalarım da olmadı Allah tan.
Ama olsaymış iyi mi olurmuş ne? Ne diyorum ben ya..Saçmalamaya başladım.:P

bir köşeye çekilmek istiyor bu bünye ..Susma hakkımı kullanarak, günün son durağına kadar ..

11.4.09

Halasının Meleği

Perşembe günü yeğenimin doğum günüydü.Sanki kızımızı evlendiriyorduk.Daha yeni 1 yaşını doldurdu.O kadar kalabalıktı ki, bütün gecem mutfakta ve sigara molası verdiğimiz odada geçti.Duyan duymayana söylemiş.böyle bi zincir halinde tüm ahali evimize akın etti.Üstüne bide babama çiğ köfte yoğurtturdular.Bi bok anlamadım kalabalıktan.
Kapı çalıyo açıyorum..en alakasız kişiler.haydaa..yengeme bakıyorum.senmi çağırdın der gibi.Haberim yok bakışı atıyo.

Yine kapı çalıyo.açıyorum.karşımda bıyıklı, zenci, obama karışımı, beyaz başörtülü, takma dişli,yuvarlak kafalı bi teyze..Hadi gelen çocuklar neyse de, ah be teyzem sen ne arıyosun bebeğimizin doğumgününde?Oyuncak mı çekti canın..başka sebep bulamadım valla.

Neyse buyur ettim.Kızımızın çocuk arkadaşlarından çok babane, teyze, nine olan arkadaşları partiye geldiler:d.Hatta millet gidince yapışacaktım totosuna, 'senmi çağırdın bukadar teyzeyi' diye.Ama konuşabilse, kesin: "Ya hala benim doum günüm deilmi, sen karışma.hem bak hepsi oyuncak aldı bana." der ve beni mort ederdi.

Doğar doğmaz getirdiği karakteriyle bir gün içinde ailenin tüm coğrafyasını değiştirmeye yetti.Yüzlerde şaşkın gülümsemeye dönüşen minnacık ayaklı, minnacık elli, şiş gözlü, koca burunlu 'aa bak halaya çok benziyo.', 'hala gibi güzel gözlü, güzel yüzlü.' muhabbetlerine şahit olduğum minik kuşum.:)

Öpmelere, koklayıp bakmalara doyamıyorum.Yüzündeki kendisinin dahi anlamlandıramadığı gülüşlerine bakıp ailece mutlu oluyoruz, neden olduğunu biz de bilmiyoruz.:)Başka bebeklerde gördüğüm kusma vs. durumları acayip tiksindirse de, kendi yeğenimde bu tam tersi oluyor.Altını değiştiriyorum, kustuğu yeri siliyorum, uyutuyorum..Yani bebiş kendimizin olunca bambaşka oluyor.

Daha önce hiç tatmadığım duyguları tattırıyor bana.Bir minik insan bu kadar mı özlenir göremeyince.!

Büyüyecek, O'da bizim gibi okuyacak, bol bol hayal kuracak, aşık olacak, bizim geçtiğimiz yollardan o da geçecek..Ve o büyüdükçe ben de yeni alışkanlıklar keşfedicem onunla beraber..
Böyle birşeydir işte yeğen.Seversiniz, sevilirsiniz. hep o mutlu olsun diye çaba gösterirsiniz.uğruna canınızı feda edersiniz.. hayata tekrar güzel bakmanıza vesile olur.O'nunla bir şans daha verirsiniz dünyaya.Meğer yeğen ne çok şey ifade edermiş..

Halasının meleği, ciğerimin köşesi, gülüşüne kurban olduğum iyiki doğdun.

8.4.09

Hiçbirşey Yarım Kalmasın - Ödül Mim

Hiçbirşey yarım kalmasın diyordun ya..
al sana bütün..
al sana gözyaşı..
al sana aşk..
al sana acı..
çok şık durdu ama itiraf et..
ben bile yapamamıştım bunu kimselere,
hakkını vermek lazım..
hata neydi..?

evet.. belki uzaklar..
buymuş demek ki sonu..
aklına gelirmiydi hiç..
demek ki..
sonuna kadar açmamalısın kalbinin kapılarını kimselere,
hele önlerine asla koca koca taşlar koymamalısın..
Öyle bir gün gelir ki, alır o taşları kafanda patlatır..
üzülürsün..




.........

Bu arada Digital Kelebek 'im, dimple ve carameLia beni gelir gelmez ödüllendirdiler:)çokk teşekkür ederim.
Büyük bi zevkle kabul ettiğim ödülün yanında birde kurallarını da aldım.


Şimdi kurallar şöyleymiş:

-Ödülü verenin linkini yayımlamak.

-Ödülü verdiğin kişilere mutlaka haber vermek.

-Bu ödülü verdiğin blog sahibinin linkini vermek.


Mim heryere dağıldığı için, kimseyi mimlemeden yazıma burda son veriyorum.

7.4.09

Karamel Tadında Haftasonu

Kısa bi süre yoktum.Telaştan bloguma zaman ayıramadım.Sınavım vardı.Sınavım il merkezinde olduğu için, ve ben ilçede yaşadığım için, il merkezine gittim..çocukluk arkadaşımla.

Şu geçen 3 günde hem çok kötü alışkanlıklar edindim, hemde harika zaman geçirdim.

Hayatımda ilk defa ayık kalabilmek için, sade kahve içmeye alıştım..(ama şekerli.)

Sabah aç karınla sigara içtim:s

Günde 1 pakete çıktı sigara içmem.(ama hemen bunu haftada 1 e yükselttim.)

Ota boka para harcadım.

Geç uyudum erken kalktım.

Pazarlık yaptım.

..........
Çocukluk arkadaşımla yıllar sonra kavuşmanın keyfini çıkardık.

Sanki görüşemediğimiz onca yılı hiç yaşamamış gibiydik.

Beraber çok güzel zaman geçirdik.

Biraz kafam dağıldı.iyi geldi.

Eve geldiğimde müzik dinledim.Boşalttım beynimdekileri,
dinlendirdim ruhumu."Ohh" çektim bi kere.

Oldukça yoğun ve telaşlı geçti.Hala yorgunum.
Merdiven çıkınca nefes nefese kalıyorum, yokuşları çıkarken dilim damağım kuruyo.Yaşlandım mı ne? :)Acaba şu son zamanlarda aldığım bikaç kilonun etkisi mi bu?yaşlanma sendromu için erken değil mi be :) 26 ya az kala 30 dan korkuyorum nedense..

Eee, sigarayı da abarttım iyice, kahveydi, çaydı derken vücuduma bütün nikotinleri depoladım.
Bu arada dolmuşta çok sıra bekledim sabah, yağmurda sırılsıklam oldum..İşte yine kahroldum arabam yok diye.Hava ne zaman düzelecek? Ne zaman yaz gelecek?

Ya ben bugün küçük pembe bi yalan söyledim ama içim hiç de rahat değil..of napim mecbur kaldımda diyebiliriz..:s

2.4.09

Seni Gidi Hödük!

Dün işten çıkınca, kontür (böylemiydi) almak için markete gittim.Ama yoktu.Sonra başka bitaneye sordum ordada yok.Başka biyere sordum yine yok.Sinir oldum tabi, söylene söylene yürüdüm..biryandan da bakınıyorum etrafa kontür satan yer varmı diye.Yolda yürürken restorantın birinden bi adam çıktı 'hanfendi buyrun dedi.'Hani o buyur etse de bende gitsem diye bekliyorum sanki.Yürüdüm hiç duymamış gibi.Bu hödük Ben yürüdükçe tekar ediyo tabi aynı şeyleri.Bozuk plak gibi.Allah'tan sabırlı bi insanım yoksa küfürü hakediyodu yani hödük oğlu hödük.Az daha yürüdüm ve sonunda bi dandik market denk geldi.Karttan ödedim.Sıra şifreyi girmeye geldi.Ebe öküz adam koymuşsun post makinasını daracık yere, bide kablosu yetmiyo tezgaha, eğilmek zorunda kaldım.Makinası da çok kıymetli sanki ben şifreyi girerken elinden düşürmedi.Harbi odundu yani.

Neyse sonra çıktım ordan karşıya geçtim.hemen dolmuş geldi.atladım.
Benim eskiden çalıştığım iş merkezinin Wc bekçisi ile gözgöze geldik.:)
selam vercem sandı tabi, ama vermedim..Ben bakışlarını hissettikçe rahatsız olmaya başladım.Adam içinden; 'ahh ahh karamel az zıçmaya gelmedi bizim wc ye' demiştir kimbilir.Töbe töbe..hayır anlattığım konuya bakarmısın..ama valla rahatsız oldum adamdan..
Mal gibi baktı baktı..ben safım demiştim ya evet saftrik olmasam "ne bakıyon lan" diye yapıştırırdım lafı bu tür başıma gelen her olayda.ama gelin görün ki, içimdeki bu saflık beni ne hallere düşürüyo.

.....
Hani vardır böyle hödükler her ortamda.Gaffurun sokakta gezen hali gibi.Gaffurcuğuma bir eleştiri yapacağım yok, keşke herkes onun gibi güler yüzlü, kalın kaşlı bi komedi kahramanı gibi olsa.Dünya valla daha güzel bir yer olurdu.düşünsenize herkes böyle. Sokakta görsen zaten gülmemek için zor tutarsın kendini, sırıtırsın, eğlenirsin...Tipe baksananıza...tam komedi.

........
Buara birde foğraflar çekiyorum ..ama çok farklı..tanımadığım simalar değil, genelde tanıdığım, hayatıma bir şekilde yoldaşlık etmiş, beni anlayan ve onları anladığım yüreği güzel insanlar var karelerde..
sanırım bunu çoktan yapmam gerekiyordu..şimdi o güzel insanlara sesleniyorum: "o şirin tebessümlerin yüzünüzden bir ömür boyu eksik olmaması için 'GÜLÜMSEYİN' çekiyoruumm.."