Son günlerde yaşadığım en büyük sorun insanlara nasıl davranacağımı bilememem.
Eskiden ne güzel bi iletişim vardı aramızda.
Beraber neler neler yapardık.Hatta aramızda sinerji yaratırdık.Ama zamane insanları çok zor.
Neyzen Tevfik'in bi sözü var:"insanoğlu gariptir her lafı kaldırmaz
ibne dersin kızar, s...rsin aldırmaz" yani duygularıma cuk diye oturan türden.
Bazen çok garipler, çok tuhaflar, bigün öyleler bigün böyle.Bunları düşünüp dururken
hepsini kafamda grup grup analiz ettim ve yazdım.
SAF-TRİK OLANLAR:Bu gruba bende dahil olduğum için çok güzel bir özelliktir.
Aklıma gelmişken bi anımıda anlatayım.
Geçen kış bi akşam liseden arkadaşlarla buluştuk.
Bi kafede oturduk muhabbet ediyoruz.Muhabbet kontörlü telefonlara geldi.Nerden açıldıysa artık.
Bende o zamanlar telsim kullanıyordum.Kampanyası vardı 5 dk 1 kontöre konuşuyorum dedim.
Ordan bi arkadaş dediki bende 10 dk 2 kontöre konuşuyorum.Hadı ya ne iyiymiş dedim.
Al işte hemen ortaya malzemeyi verdik.Üzerinden kaç yıl geçti hala unutmamış camışlar.:D
Adımız çıktı 9 a inmez 8 e.
Çok temiz kalpli olup uyanıklar tarafından suistimal edilme ihtimalleri yüzde 90 dır.
Doğal, halden anlayan, sevecen insanlardır.
Herkesi kendileri gibi görürler ilk başta fakat sonradan gerçekleri görmek onları mutasyona uğratır.
Gaddar insanlar üredikçe, zamanla bu saflık özünü yitirmeye başlar.
ARKADAN KONUŞANLAR: Önce hiçbişey yokmuş gibi canımlı cicimli konuşmalar olur.Sonra
adam arkasını döner dönmez başlarlar mahalle karıları gibi atıp tutmaya.Çatır çatır
dedikodular dizilir ard arda.Duyduklarına kendileri de abartıcı şeyler katarak anlatırlar,
bu atmasyon bölümünü asla esirgemezler.
Mesela, ayşe kimlerle düşüp kalkıyor, ahmet gaymiş, alinin kardeşi böyleydi, annesi şöyleydi, osmanın sevgilisi çok çirkinmiş....vs gibi bıdı bıdılar böyle uzar gider.Ama bunun yüzde doksanı atmasyon olduğu için yalandır.
facebooktada vardı böyle bir atıp tutma uygulaması.
birisi senin için "aynı anda birden fazla kisi ile birlikte olmuş mudur?" sorusuna cevap verdi.
birisi senin için "röntgencilik yapmışmıdır?" sorusuna cevap verdi.
birisi senin için "şişkomudur?" sorusuna cevap verdi.
Napim yani millet ne dediyse.O röntgenci olduğumu söyleyince röntgencimi oluyorum yada şişko derse şişkomu olcam hemen!!Dedikoduya teşvikten başka bişey değil bunlar.
İŞİ DÜŞÜNCE ARAYANLAR:İşte bunlar hayatımızda olmasalarda olur.Çıkarcı insanlardır.ne zaman başı sıkışsa, ne zaman sana işi düşse dibinde biterler.Bide hep bi yapışkan tavır vardır bunlarda. O yüzden nerden hortlayacakları belli olmaz.Bedavacı ve zoraki samimiyet kurarlar.Yaptıkları ne kadar terbiyesizce de olsa onu yapmaya devam ederler.
Bunlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekir.Hatta telefonlarını açarken "yine ne var?" diye açmak lazım.
ÇOK BİLMİŞ GİBİ DAVRANANLAR:Çok bilmiş gibi yapanlar bu bilmediklerini örtbas etmek için sürekli bir çaba içindedirler.Çevresindekilere sürekli laf ebeliği yaparlar.Her konuda mutlaka 2 kelime de olsa yapacak yorumları vardır.Bide konustukları inandırıcı olmayınca, ispatlamak için atmasyon açıklamalara girer.Hala da inandıramadıysa karşı tarafı, son cümleleri
-yani bilemiyorum..ben öyle düşünüyorum, yada
-valla bizim orda öyle.. diye biter..
DENGESİZLER: Bu insanların ne yapacağı belli olmuyor.Aniden şimşek gibi gürleyip, aniden sakinleşebilen, tutarsız kişilerdir.Bigün bi bakarsın selam verir, canım ciğerim der, ertesi gün bi bakarsın yüzüne bile bakmaz.Ne istediklerine bi türlü karar veremezler, farklı duygular içinde daldan dala yolculuk yapabilirler.
bkz:ikizler burcu
Okadar iyilik yaparsın gözüne giremezsin, ama en ufak bi hata yap bütün azarı yersin.
bkz:annem-babam
Geçen gün arbada giderken birkaç kişi gördüm.Yanlarında minicik bi kedi var.Kediyi seviyolar
tuhaf bişeyler yapıolar.Biri ekmek vermeye çalışıyo, biri okşuyo falan.Sonra birden baktım
bitanesi hışımla aldı kediyi yerden "noluyo lan" dememe kalmadı fırlattı arkadaşının üstüne.
Sonra bian düşündüm.Bi varlığı sevmek de ellerinde, onu gebertmek de.İnanmak çok güç.
Herkes çok farklı..Bir an sevgi dolu görünen insanlar, o dakkadan sonra kolayca hırçınlaşabiliyorlar.
ALT SINIF ÜST SINIF ÇELİŞKİSİ:Sloganımız "işçiler kardeş, patron kalleş."İşte bu slogan saatlerce çalışıp elleri nasır tutan, yüzüne kırışıklıklar dolan, saçına aklar düşen işçilerin kurduğu
en anlamlı cümle bence. Ne zor şartlarda çalıştıklarını yüzündeki kırışıklıklardan, içine çektiği sigaradan bile anlamak mümkün. Hele de parayı alın terıyle kazanmak, geçim mücadelesi vermek için gösterdiği çaba, sırtına aldığı okadar yük ve karşılığında aldıkları küçücük servet.Bütün bunlar yetmez bide patronun işkencelerine maruz kalırlar.
Patronlara asla güvenilmez, inanılmaz.Çünkü insanlar patron olunca nedense mutasyona uğrayıp gaddar olurlar. Çünkü patronların düşüncesi herzaman için çalışanı nasıl daha çok çalıştırabilirim, nasıl daha cok ezebilirimdir.
Hele bide sessizsen tepene çıkarlar.Zaman geçtikçe mesai saatleri uzar, sosyal hayatın biter,hor görülürsün.. Maaş zamanı yaklaşınca gerilirler, mesai zamanlarında ondan iyisi yoktur, her hafta boş boş iş seyahatlerine giderler ama sen bigün geç kalsan azarı yersin, hatta maaşın kesilir o gün. Mesai bitimine 5-10 dk vardır, ama o an patronun çalışma sevdası kabarır.Ve başlar şu nerdeydi?, bu nerdeydi? diye sormaya.
Özel sektördeysen, ne kadar iyi çalışsan da her an kapı önüne koyulacakmış gibi gider gelirsin.
Hep bi gelecek kaygın olur.Verdiği her kuruşu cebinizden fazlasıyla alırlar.Ucuza işçi çalıştırmak için işsizliğin bitmesini asla istemezler.
Olmazsa olmaz Not:Yalnız istisnalar kaideyi bozmaz.
MRT Jakarta: Jelajah Tempat Nongkrong Hits Tanpa Ribet!
3 dakika önce